Şubat 11, 2025

Haber Takip Sitesi

güncel haberler

Baldırda veya uylukta ani gelişen şişlik varsa dikkat! Derin ven trombozunun işareti

Halk arasında “pıhtı oluşması” olarak bilinen derin ven trombozu vücudun herhangi bir bölgesindeki toplardamarların pıhtıyla tıkanması anlamına geliyor. Kalp ve Damar Cerrahisi Uzmanı Doç. Dr. Ahmet Arnaz, derin ven trombozuna karşı 5 etkili öneride bulundu.

10 milyon kişide teşhis ediliyor

En sık bacaklarda, özellikle de baldır ve uyluk bölgesindeki toplardamarlarda gelişen derin ven trombozu dünya genelinde her yıl yaklaşık 10 milyon kişide teşhis ediliyor. Kalp ve Damar Cerrahisi Uzmanı Doç. Dr. Ahmet Arnaz, 50 yaş üzerindeki kişilerde daha yaygın rastlansa da hastalığın son yıllarda 30-40’lı yaşlardaki genç yaş gruplarında görülme oranının giderek arttığına dikkat çekerek, “Bu artışın, hastalığın en önemli risk faktörleri arasında yer alan hareketsiz  bir yaşam ve obezitenin genç yaş gruplarında daha yaygın görülmesiyle ilişki olabileceği belirtilmektedir” dedi.

Şişlik, ağrı veya ani nefes darlığı

Derin ven trombozunun en büyük tehlikesi ise pıhtının koparak akciğerlere ulaşması ve hayat kaybıyla sonuçlanabilecek olan akciğer embolisine (pulmoner emboli) neden olabilmesi. Doç. Dr. Ahmet Arnaz, derin ven trombozunun ciddi ancak büyük oranda önlenebilen bir hastalık olduğunu belirterek, “Ayrıca May-Thurner Sendromu gibi altta yatan durumları göz ardı etmemek, genetik yatkınlıkları dikkate almak ve belirtileri erken fark etmek, hastalığın hayatı tehdit eden komplikasyonlarını önlemede kritik önem taşımaktadır. Derin ve trombozunda erken tanı hayat kurtarıcı olabilir; dolayısıyla baldırda veya uylukta ani gelişen şişlik, ağrı veya ani nefes darlığı gibi belirtiler göz ardı edilmemelidir” diye konuştu.

Hareketsiz yaşam ve obezite riski artırıyor

Derin ven trombozuna pek çok faktör neden olabiliyor. Kalp ve Damar Cerrahisi Uzmanı Doç. Dr. Ahmet Arnaz, çağımızın önemli sorunu olan hareketsiz yaşam ve obezitenin artmasına paralel olarak bu hastalığın görülme sıklığının arttığını söylüyor. Doç. Dr. Ahmet Arnaz, derin ven trombozunun sebeplerini şöyle sıraladı:

-Hareketsizlik: Uzun yolculuklar, masa başı işler veya uzun süreli yatak istirahati kan akışını yavaşlatması nedeniyle pıhtı riskini artırıyor.

-Obezite: Ağırlık nedeniyle damarlar üzerindeki basınç artıyor.

-Hamilelik: Hamilelikte rahim büyüyerek damarlara baskı yapıyor.

-Genetik yatkınlık: Faktör V Leiden mutasyonu gibi kalıtsal pıhtılaşma bozuklukları riski artırıyor.

Sigara kullanımı: Kan damarlarının yapısını bozarak pıhtı riskini artırıyor.

-Hormonal tedaviler ve doğum kontrol hapları: Östrojen içeren ilaçlar damar içinde pıhtı oluşumuna neden olabiliyor.

-Kanser: Bazı tümörler kanın pıhtılaşma eğilimini artırıyor.

-May-Thurner Sendromu: Sol ayak toplardamarının sağ ayak damarı tarafından sıkıştırılması sonucu kan akışı azalarak pıhtı oluşumuna zemin hazırlıyor.

Baldırda veya uylukta ani gelişen şişlik varsa…

Derin ven trombozu en sık bacaklarda, genellikle baldır ve uyluk bölgesindeki derin toplardamarlarda oluşuyor.  Daha nadir olarak; kollarda, karın bölgesinde ve pelviste de görülebiliyor. Kalp ve Damar Cerrahisi Uzmanı Doç. Dr. Ahmet Arnaz, derin ven trombozunun en yaygın görülen belirtilerini, “Baldırda veya uylukta ani gelişen şişlik, sürekli veya hareketle artan ağrı, ciltte mavimsi renk değişikliği veya kızarma, etkilenen bölgede belirgin sıcaklık artışı” olarak sıraladı.

Ayrıca ani nefes darlığı da derin ven trombozuna işaret edebiliyor. Bu belirtiler fark edildiğinde derhal bir doktora başvurulması gerektiği uyarısında bulunan Doç. Dr. Ahmet Arnaz, “Tanının hızlı konulması hayati öneme sahiptir. Dolayısıyla bu belirtilerde etkilenen bacak hareketsiz tutulmalı ve yüksekte dinlendirilmelidir. Ayrıca kendi kendine tedavi yaklaşımlarından kaçınılmalı ve  en kısa zamanda bir sağlık merkezine başvurulmalıdır. Zira, bu hastalık damar içinde oluşan pıhtının kan akışını önlemesi nedeniyle bacaklarda şişlik ve ağrı, cilt değişiklikleri, hatta iyileşmeyen yaralara sebep olabilen posttrombotik sendroma neden olabilir. Geç kalındığında bu sorunlar kalıcı hale gelebilir. Dahası, bu hastalık ölümcül olabilen akciğer embolisine yol açabilir” detayını paylaştı.

Tanı için çeşitli tetkiklere başvuruluyor

Derin ven trombozu tanısı için çeşitli tetkikler kullanılıyor. Örneğin, doppler ultrason kan akışının ve damarlardaki pıhtının görülmesi için birincil tanı yöntemini oluşturuyor. D-Dimer testi ile kanın pıhtılaşma durumu değerlendiriliyor.  Manyetik Rezonans Venografi yönteminden daha detaylı damar görüntülenmesi için yararlanılırken, BT (Bilgisayarlı Tomografi) Venografi yöntemine de pıhtının konumunu ve boyutunu belirlemek için başvurulabiliyor. Doç. Dr. Ahmet Arnaz, derin ven trombozu tanısı konulan hastaların mutlaka bir kalp ve damar cerrahisi uzmanına başvurmaları gerektiğini vurgulayarak, “Altta yatan nedenlerin belirlenmesi, komplikasyonların önlenmesi ve tedavinin düzgün bir şekilde planlanması için bu uzmanlık alanının görüşü kritik öneme sahiptir” bilgisini verdi.

Derin ven trombozuna karşı 5 etkili öneri!

Doç. Dr. Ahmet Arnaz, derin ven trombozunu önlemek için dikkat edilmesi gereken kuralları şöyle özetledi: “Uzun yolculuklarda her yarım saatte bir ayağa kalkarak hareket edin ve bol su için. Uzun süre oturmanız gerekiyorsa alt bacak kaslarınızı mutlaka çalıştırın. Obeziteyi önlemek için sağlıklı beslenin ve düzenli egzersiz yapın. Sigarayı hemen bırakın ve içilen ortamlarda bulunmayın.Risk altındaysanız, hekiminizin önerisi doğrultusunda varis çorabı ve gerekirse pıhtı önleyici ilaç kullanın.”

Tedaviyle pıhtı oluşumu önlenebiliyor!

Erken tanı, derin ven trombozunun hayati risklerini önlemek açısından çok önemli. Kalp ve Damar Cerrahisi Uzmanı Doç. Dr. Ahmet Arnaz, tanı konulduktan hemen sonra kan sulandırıcı ilaç kullanımına başlandığını belirterek, “Kan sulandırıcı ilaç pıhtının büyüyerek akciğer embolisine yol açmasını ve yeni pıhtı oluşumunu önlemektedir” diyor. Bazı tablolarda, özellikle büyük ve hayati tehlike oluşturan pıhtılarda trombektomi tedavisi uygulandığını aktaran Doç. Dr. Ahmet Arnaz, “Trombektomi, damar içindeki pıhtının cerrahi veya kateter yöntemiyle çıkarılmasıdır. Bu tedavi, genellikle belirtilerin başlamasından sonraki ilk 48-72 saat içinde yapıldığında en etkili sonucu verir. Trombektomi sayesinde damar açılır, kan akışı yeniden sağlanır ve uzun dönem komplikasyonların önüne geçilebilir”  dedi.

Stent tedavisi gerekebiliyor

Sol ayak toplardamarının sağ ayak atardamarı tarafından sıkıştırılması sonucu kan akışının azalmasıyla seyreden ve pıhtı oluşumuna zemin hazırlayan bir durum olan  May-Thurner sendromu, bu hastalığın sol bacakta görülme riskini artırıyor. Araştırmalar, derin ven trombozu tanısı alan hastaların yüzde 20-30’unda altta yatan bir May-Thurner sendromunun bulunduğunu ortaya koyuyor.

Kalp ve Damar Cerrahisi Uzmanı Doç. Dr. Ahmet Arnaz, derin ven trombozuna yol açan etken May-Thurner sendromu ise stent tedavisine başvurulduğunu belirterek, “Yöntem, genellikle damar içine stent yerleştirilmesi yoluyla kan akışının normale döndürülmesini içerir. Bu tedaviyle bacakta dolaşım önemli ölçüde düzelir ve posttrombotik sendroma bağlı şikayetlerde yüzde 70-80 oranında azalma sağlanabilir. Bu durum, hastaların yaşam kalitesini belirgin şekilde iyileştirir ve uzun dönemde komplikasyonların önüne geçer” açıklamasını yaptı.

Diyarbakır escort
mardin escort
bursa escort
adana escort
izmir escort
ekmel ekmel
Beşiktaş escort
haber
haber
haber
haber
haber
haber
haber
haber
haber
haber
haber
haber
haber
haber
haber
haber
haber
haber
haber
haber
haber
haber
haber
haber
haber
haber
haber
haber
haber
haber
haber
haber
haber
haber
haber
haber
haber
haber
haber
haber
haber
haber
haber
haber
haber
haber
haber
haber
haber
haber
haber
haber
haber
haber
haber
haber
haber
haber
haber
haber
haber
haber
haber
haber
haber
haber
haber
haber
haber
haber
haber
haber
haber
haber
haber
haber
haber
haber
haber
haber
haber
haber
haber
haber
haber
haber
haber
haber
haber
haber
haber
haber
haber
haber
haber
haber
haber
haber
haber
haber
haber
haber
haber
haber