Bu sayının da 4.9’u Sağlık Bakanlığı’na ait hastanelerde, 5.6’sı ise özel sağlık kuruluşlarında bulunuyor. 2008’de 647 olan cihaz sayısı, 14 yılda yalnızca yüzde 50 artarak 2022’de 973’e ulaşabilmiş durumda. Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Teşkilatı (OECD) ve Avrupa Birliği (AB) ülkelerinde de bir milyon kişiye Türkiye’nin 2 katı oranında mamografi cihazı düşüyor. Ayrıca Türkiye’deki kadınların yüzde 52’sinin hiç meme muayenesi yaptırmadığı ve yüzde 66’sının da hiç mamografi çektirmediğini ifade ettiği de istatistiklere yansıdı.
‘ADI VAR, BÜTÇESİ YOK’
Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) İşyeri Temsilcisi Kubilay Yalçınkaya, “Kanserle mücadele faaliyetleri kapsamında başlangıç ödeneği olarak 2.5 milyar kaynak ayrılmışken harcama tutarı 55 milyon olmuştur” dedi. Yalçınkaya, “Kadın sağlığı alanında bütçenin planlanan kapsamında harcanmaması ve tasarruf alanı olarak görülmesi, özellikle kamu hastanelerinde kanser taramaları kapsamında tıbbi malzeme ve cihaz açığının artmasına neden oluyor. Kadınlara aşı vaadi var, aşı yok. Meme kanseri riski, mamografi çekim çağrısı var, ancak cihaz yok. Kadın sağlığının adı var, ancak bütçesi yok” ifadelerini kullandı.
18 BİN 597 HEKİME GELENEKSEL TIP EĞİTİMİ
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca dün İstanbul’da düzenlenen Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp Uygulamaları Kılavuz ve Strateji Geliştirme Çalıştayı’na katıldı. Geleneksel ve tamamlayıcı tıp uygulama yöntemlerinin sağlık sistemine entegre edildiğini ifade eden Koca, “Yetkilendirdiğimiz merkezlerce ilan edilen eğitimlere tam katılım sağlayarak başarılı olan hekimlere bugüne dek toplam, 18 bin 597 adet geleneksel ve tamamlayıcı tıp uygulayıcı sertifikası verilmiştir” dedi. Koca, Türkiye’deki geleneksel ve tamamlayıcı tıp uygulamalarını, “Anadolu Tıbbı”, ismi altında yürütmeyi amaçladıklarını söyledi.
